Blog Hakkında

Gün boyu çeşitli bilgilerle karşılaşıyoruz. Beynimiz karşılaştığımız bu bilgileri eliyor ve ilgimizi çekenleri ilk sıraya yani ön belleğe atıyor. Diğerlerini de belki bilinçaltına atıyor. Aslında bu ön belleğe atılanları biz seçiyoruz biraz da. Biz aslında ön belleğimiz değil, bilinçaltımızız. Ne demek mi istiyorum? Bilinçaltı iç güdülerle besleniyor ve bizi biz fark etmeden yönlendiriyor. Güdüler. Bizim güdülerimiz. Bizim isteklerimiz, olmamız gereken ve başkalarının bizden beklentileri değil de bizim hayattan beklentilerimiz. Bazı insanlar bunu o kadar arkalara atmış ki bunlardan haberi bile yok. Sonra kaz ki bulasın. Hani derler ya içindeki sesi dinle, işte içimizdeki ses bilinçaltımız oluyor. Neden içimizdeki ses ile kendi sesimiz bir olmasın ki. İşte o zaman kişi kendiyle bütün, bir, yani sağlıklı bir birey olabilir. Aslında hepimizin var olma amacı bu. Kendimizle bir olmak. Dünya ile bir olmak.

Paulo Coelho, Simyacı adlı kitabında Kişisel Menkıbeden bahsetmiş. İnsanların Bu Dünya’daki amacının Kişisel Menkıbelerini gerçekleştirmek olduğunu söylüyor. Bir doktorun sağlık hakkında yazdığı bir kitapta da bizim kim olduğumuzun DNA mızda kayıtlı olduğu, doğumumuzdan itibaren çevremizden nasıl olmamız gerektiği hakkında bilgilerle dolduğumuzu ve DNA mızdan olan kişi değil de çevremize benzemeye çalıştığımızda bunun büyük bir acıya sebep olduğunu söylüyor. Kişisel Menkıbe, DNA, kader, bilinçaltı, bunların hepsi aynı kapıya çıkmıyor mu?

Hastalıklarında böyle oluştuğunu düşünüyorum. Hastalıklar vücudumuzun bize gönderdiği alarmlar. Vücudumuzda bir sorun varsa bu demektir ki ruhumuzda veya bedenimizde istenmeyen bir durum var. Doğu tıbbı hastalıkların sebebinin ruh ve beden ilişkisinin dengesizliğinden dolayı ortaya çıktığını söyler;  Çin tıbbında ying ve yangın dengesizliğinden dolayı , Hint tıbbı Ayurveda’da ise çakralardan geçen enerji akışının bozukluğundan dolayı hastalıkların oluştuğuna inanılır. Yani sadece sağlıksız bölgenin tedavisine odaklanan Batı tıbbına karşın, Doğu ve geleneksel tıpta vücut bir bütün olarak ele alınır ve hastalığın sebebi sorgulanır.

Her kişinin vücudunun verdiği uyarılar farklıdır. Bu nedenle kişinin kendi vücudunun izlemesi, sorunun neden kaynaklandığını sorgulaması çok önemli. Bir ağrımız olduğunda hemen bundan uzaklaşmak ve geçirmeye çalışmak yerine o ağrının sebeplerini düşünmeliyiz. Neden olduğunu ve neyin buna sebebiyet vereceğini düşünmeliyiz. Tamam, her zaman bununla başa çıkamayabiliriz. Bunu yapmak gerçekten bazen çok zor. Hep yapmamız gereken bir şeyler var ve hayat o kadar da kolay değil. Rahatsızlıklarımızın üstünde duracak zamanımız yok. O zaman doğa ananın nimetlerinden yararlanabiliriz. Mükemmel değiliz. Anında o sorunun sebebini bulamayabiliriz. Ama doğa ana bize her zaman toprağıyla, suyuyla ve havasıyla bize yardım eder, şifa verir.

En azından sorunların üstünü kapatmak yerine üstüne gidersek ve hayatımızı bu şekilde değiştirirsek göreceğiz  ki tam da olmak istediğimiz yerdeyiz.

Bu blog, öğrendiğim ve öğreniyor olduğum, uyguladığım şeyleri herkesle paylaşmak üzerine. Kaynakları altına yazacağım. Böylece ilgisini çekenler daha ayrıntılı araştırabilir. Genelde sağlık, masaj, yoga ve daha bir çok şey ile ilgili olabilir ; yani kendimizi hoş ve sağlıklı tutacak her şey ile ilgili. İyi seyirler….